ORHAN PAMUK ROMANLARINDA PSIKOLOJIK AYRINTILAR
Türk dünyasının dünyaca ünlü yazarı, dünyada bilinen ve sevilen, 2009 yılında ABD'de de yılın en çok okunan yazarı seçilen Orhan Pamuk hem de Nobel ödülünü alması ile de ülkesinde ve dünyada adından çok bahs etdirdi. Alışılmışın dışında eserler yaratan, yaratdığı yüzlerle karakterin iç dünyasının açılmasına yönelik çeşitli psikoloji durumlar yaratan Pamukun tüm eserleri vatanı Türkiyede cereyan eder.
Pamukun bir eseri digerinden hep farkldır. Bazan sufizmden ilhamlanarak sufi aşkı üzerine eser yaratır (“Kara kitab”), bazan Türkiyenin genel problemi- laiklarla dindarlar arası çekişmeleri ele alar (“Kar”), bazan gençlerin hayatı deyişme çabalarını gösterir (“Yeni hayat”), bazan üç kuşakın ticari hayatı anlatarak Türkiyenin cumhuriyyetden öncekini ve sonrakı yıllarını bizlere gösterir (“Cevdet bey ve oğulları”), bazan gelmiş-geçmiş en ilginç, en farklı aşk romanını (“Masumiyyet müzesi”) yaratır, bazan da İstanbulu sevme nedenlerini, çoçukluk ve gençlik hatıralarını (“İstanbul-hatıralar ve şehir”) okurları ile paylaşır. Ama tüm bu farklı romanlarda yazar karakterlerin hep iç dünyası, onların kendi içine seslenmesi, duyğuları, düşünceleri, hayat prensiplerini, psikolojik durumlarını göz önünde bulundurmağa çalışıyor ve bunları daha iyi göstermek içinse dahili (iç) monologu daha çok tercih ediyor.
Bazan bir karater diger bir karakterle sohbet ederken o an birinin içinde ne düşündüyünü yazar okura anlatır. Mesela, “Cevdet bey ve oğulları” romanında Cevdet beyle bahçivanın ev alma konusundakı konuşması gibi.
“Kar” romanında intihar eden başörtülü kızların sorunları anlamak için Karsa giden şair Kanın karşısında beklediyinden de acınacak bir manzaraya rastlar. Üniversitelerde birden-bire başörtüsünün yasaklanması yüzünden devamsızlık alan kızların cok zor seçim karşısında, ağır psikolojik durumda olduklarını ve bu yüzden de intihar etdiklerini öyrenir. Dinimizin emriyle başının açılmasının doğru olmadığını ve bu yüzden de türbandan vaz geçmek istemeyen kızların üniversiteden atılmaması için velileri tarafından başlarının açılması yönümünde baskılar yapılır. Dinle anne-baba karşı-karşıya durunca hangisini seçmenin daha doğru olacağına karar veremeyen bir çok türbanlı kız intihar eder.
Bu durumları yazar çok büyük ustalıkla, gerçekçilikle kaleme almıştır. Bunları okurken okurun gözleri önünde o manzara, o andakı psikolojik durumlar canlanır. İntiharın islam dininde bir suç olduğunu bildiren Pamuk öyle bir doğallıkla, kızların dahili monologlarıyla manzaranı vahimliyini ve psikoloji baskı yüzünden doğru düşünememelerini anlatmış ki, bazan okur da intiharın suç olduğunu bile-bile intihara hak verir.
Makalede Orhan Pamukun tüm romanlarında karşılaştığımız psikolojik anlar, durumlar, onların oluşma yolları, dahili (iç) monologlar ele alınarak daha geniş şekilde işlenecektir.
Достарыңызбен бөлісу: |