Jarvis, karamsarlıktan kurtulunca, yaşamı ve dünyayı daha aydınlık görmeye başladı: Annesini
yitiren yalnız kendisi değildi. Ölümün getirdiği soğukluk ve yılgınlıktan kurtulup gerçeğe dönmek
gerekiyordu. Ölmüş olsa bile, annesinin sıcaklığı, ona duyulan derin sevgi, sürekli bir yaşama
sevincine dönüşebilirdi. Aynı şey başkaları için de geçerliydi. Aklına şu düşünce geldi: Yılda bir
kez ölen anneleri anmak ve yaşayanları kutlamak.
Jarvis, bundan sonra derin acılardan sıyrılıp annesini sevgiyle anmaya başladı. Hemen her
gün mezarına çiçek götürdü. Arkadaşları ve çevresindekiler, Jarvis’in bu davranışını yıl boyu
ilgiyle izlediler.
Arada bir yıl geçti. Arkadaşları, ellerinde beyaz karanfillerle Jarvis’e geldiler. Jarvis, bu
ziyaretten mutluluk duydu. ‘’’Bir yıl içinde çektiğim acılar, bana çunu öğretti:Dünyada anne
sevgisinin yerini tutacak hiç bitr sevgi yoktur. Yılın bir gününü annelerimize ayıralım. O günü,
annelerimizin sıcak anılarıyla dolduralım, onlarla yaşayalım. Böylece annelerimize karşı sevgi
borcumuzu biraz olsun ödemiş oluruz.’’
Jarvis’in bu önerisi arkadaşlarınca çok beğenildi. Hep birlikte belediye başkanına gidip ona
da anlattılar. Başkan da teklifi yerinde buldu. Bundan sonra teklif, gazetelere yazarlara iletildi.
Jarvis ve arkadaşlarının çalışmaları, kısa süre içinde bütün Filadelfiya halkı tarafından
duyulup benimsendi. İlk uygulama orada yapıldı. Ardından öteki eyaletlerde de Anneler günü
düzenlenmeye başlandı. 1908 yılı Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan Anneler Günüyle, bu
gelenek bütün Amerika’ya yayılmış oldu.
9 Mayıs 1914’te, ABD Kongresi bu günün ‘’Anneler Günü’’ olarak kutlanmasını
kararlaştırdı. Bu kararı 43 ülke daha izledi. Sonraki yıllarda bu çağrıya öteki devletler de katıldı.
Böylece ’’Anneler Günü’’ evrenselleşmiş oldu.
Jarvis, bu olumlu gelişmeyi mutlulukla izledi. 1948 yılında öldüğünde 84 yaşındaydı.
Достарыңызбен бөлісу: