Bizi bu bencillikten edebiyat kurtarır. Şiirler, hikâyeler, romanlar, tiyatrolar, denemeler
kurtarır. Başka insanların iç dünyalarını bize açarlar, bize başkalarını dertlerini, sevinçlerini bunlar
duyurur. Edebiyat eserlerindeki kahramanları çevrenizdeki insanlarla kendinizle bütünleştirirsiniz.
İlim bize dışı öğretir, onun öğrettikleri bizim dışımızda kalır. Sanat, edebiyat ise öğretmez bize
yaşatır, sezdirir, kavratır. Ahlakın asıl istediği de bu sezme, kavrama işidir. Edebiyattan, sanattan
uzak olan kişiler başkalarını anlamada, onların sevinçlerini, üzüntülerini paylaşmada güçlük
çekerler.
Bir toplumda ahlakın düzelmesini insanlık seviyesinin yükselmesini istiyor musunuz? O
toplumda
edebiyat, sanat merakını uyandırmaya, geliştirmeye çalışmalıyız. Çocuklara, gençlere
romanlar, hikâyeler, denemeler okutmalıyız. Onları tiyatroya, sinemaya göndermeliyiz. Bu şekilde
insanlar birbirini daha iyi anlayacak toplum daha başka olacaktır. Siz çocuklarınıza edebiyatı
sanatı sevdirin ilim bilgi ardından gelecektir.
Atatürk’ün bu konu hakkında güzel bir sözü vardır:
“Sanatsız kalan bir milletin hayat
Достарыңызбен бөлісу: