20
Süt Baba Süt Kardeşi Süt Kız Süt Oğul Sütanne, Sütnine
Teyze Teyzezade (Böle, Kuzen, Yeğen) Torun (Ahfat,
Döl Döş, Oğul Uşak) Üvey Baba (Babalık) Üvey Kardeş
(Taygeldi) Yenge (Bula, Gelin Abla) Türkçe, akrabalık
adlarının sadece sayıca fazlalığı olarak değil, eş anlamlıları
bakımından da zengin bir dildir. Türkçe kökenli veya
yabancı dillerden dilimize geçmiş akrabalık durumunu
karşılayan birçok eş anlamlı sözcük bulunur
2.Yaşa Bağlı Büyüklük-Küçüklük Bakımından
Akrabalık Adları
Bazı akrabalık adları yaş olarak büyüklük-küçüklük
anlamı verir. Bu sözcükler şunlardır:
Büyüklük: Abi (Ağa, Ede, Efe, Ağabey), Abla, Anneanne
(Ebe), Babaanne, Büyükanne (Nine, Kadınnine), Dede
(Büyükbaba, Büyükpeder), Haminne (anneannenin
annesi), Kayınbaba (Kayınpeder, Kaynata), Kayınvalide
(Kaynana, Hanımanne).
Küçüklük: Çocuk (Kız, Kızan, Bala, Çağa, Mahdum,
Oğlan, Etfal, Sabi, Sübyan, Tıfıl, Uşak, Velet) ve Torun
(Oğul Uşak, Ahfat, Döl Döş) ile Kız Kardeş (Bacı,
Hemşire, Şvester).
Sözlükte madde başı olarak erkek kardeşin olmayıp
kız kardeşin bulunduğu görülür. Bu durum, halk arasında
kardeş denilince önce erkeğin anlaşılmasından kaynaklanır.
Kardeş kelimesi tek başına kullanıldığında ise yaş olarak
büyüklük-küçüklük ya da cinsiyet durumu 1698 Selim
EMİROĞLU Turkish Studies
International Periodical
For the Languages, Literature and History of Turkish or
Turkic Volume 7/4, Fall, 2012 belirtmemektedir. Kişi,
kendisinden büyük veya küçük (abla, abi) kardeşlerini yeri
geldiğinde sadece kardeş olarak belirtebilir.
Diğer akrabalık adlarında yaşa bağlı bir anlam
çıkarmak mümkün olmamaktadır. Örneğin dayı sözcüğü
ele alındığında, dayı olacak bireyin yaşını belirlemek
mümkün değildir. Bir kimsenin birden fazla dayısı varsa
bunları küçük dayı, ortanca dayı, büyük dayı biçiminde ya
da isimleriyle birlikte kullanarak (Ahmet Dayı, Oğuz Dayı
vs.) ifade etmesi gerekir.
3.Cinsiyet Bakımından Akrabalık Adları
Cinsiyet bakımından akrabalık adlarını kadın, erkek ve
nötr (yansız) biçiminde ayırmak gerekir. Sözlükte geçen ve
cinsiyet olarak kadını belirten akrabalık adları şunlardır:
Kadın: Abla, Amca Kızı (Emmi Kızı, Kuzin) Analık
(Üvey Anne), Anne (Valide), Anneanne (Ebe), Babaanne,
Baldız, Besleme (Besleme Kız, Beslemelik, Beslek),
Büyükanne (Nine, Kadınnine), Dayı Kızı (Kuzin), Elti,
Görümce, Hala (Bibi), Hala Kızı (Kuzin), Haminne, Karı
(Avrat, Gelin, Refika, Hanım, Harem, Hatun, Zevce, Ayal),
Kayınvalide (Kaynana, Hanımanne), Kerime (Kız), Kız
Kardeş (Bacı, Hemşire, Şvester), Kuma (Ortak), Süt Kız,
Sütanne (Sütnine), Teyze, Yenge (Bula, Gelin Abla).
Sözlükte geçen ve cinsiyet olarak erkeği belirten
akrabalık adları şunlardır:
Erkek: Abi (Ağa, Ede, Efe, Ağabey, Birader, Dadaş),
Ahfat, Amca (Emmi), Amca Oğlu (Amcazade, Emmi Oğlu,
Kuzen), Baba (Peder), Babalık (Üvey Baba), Bacanak,
Dayı Oğlu (Dayı Zade, Kuzen), Dede (Büyükbaba,
Büyükpeder), Enişte, Hala Oğlu (Halazade, Kuzen),
Kayın (Kayınbirader, İni), Kayınbaba (Kayınpeder,
Kaynata), Koca (Ağa, Refik, Zevç, Damat, Güveyi, İç
Güveyisi), Kızan, Mahdum, Oğlan, Oğul, Süt Baba, Süt
Oğul, Teyzezade.
Oğul ve zade sözcüklerinin özellikle geçmiş dönemlerde
cinsiyet ayrımı belirtmeden, hem kız hem de erkek çocuk
için kullanıldığı düşünülürse teyzezade her iki akrabalık
adını da karşılar ancak sözlük anlamı bakımından
teyzezadenin günümüzde teyze oğlu kullanımı yani erkek
cinsiyetini belirttiği anlaşılmaktadır. Çünkü hala oğlu,
hala kızı; amca oğlu, amca kızı gibi 4. Derece akrabaları
birbirinden ayırmak ve akrabalık iliĢkisinin adını koymak
için oğlu ve kızı sözcüklerinden yararlanılır. Oysa sözlükte
teyze oğlu ve teyze kızı bulunmamaktadır. Sözlükte geçen
ve cinsiyet olarak nötr (yansız) olan yani cinsiyet olarak
bellibir netlik taşımayan akrabalık adları şunlardır:
Nötr (Yansız): Böle, Çocuk (Bala, Çağa, Etfal, Velet,
Sabi, Sübyan, Tıfıl, Uşak, Evlat), Eş (Ehil), Evlatlık
(Oğulluk), Hemşirezade, Kardeş (Ahi), Sağdıç, Süt
Kardeşi, Torun (Döl Döş, Oğul Uşak), Üvey Kardeş
(Taygeldi), Yeğen.
Sonuç
Akrabalık adları bir dilin özgünlüğünü, zenginliğini,
büyüklüğünü, tarihî tecrübelerini, geleneklerini ve
kültürünü ortaya koyan önemli bir ölçüttür. Türklerde hem
kan yoluyla hem de toplumsal iliĢkiler nedeniyle akrabalık
adları görülür. Türk toplumunda akrabalığa büyük önem
verildiğinden kan yoluyla veya evlilik yoluyla kurulan
akrabalıklar dışında oluşturulan yakınlık ve akrabalıklarla
da akrabalık kavramı genişletilmiştir. Böyle bir yaklaşımla
dayanışma, sosyallik, yakınlık ve ihtiyaçların karşılanması
hedeflenmiştir. Türk toplumu kolektif bir yapıya sahiptir.
Bundan dolayı akrabalık ilişkileri gelişmiştir. Sorunların
çözülmesinde, yardımlaşma ve dayanışmada akrabalar
birbirlerine destek çıkarlar. Türk atasözleri ve deyimlerinde
et tırnaktan ayrılmaz misali akrabalığın vazgeçilmezliği
belirtilir. Teyzenin ana yarısı, amcanın baba yarısı sayıldığı
bir toplumda akrabalık ilişkilerinde sorunlar yaşansa da bu
birlikteliğin kalıcılığı ortaya konulur. Çalışmada Türkçe
sözlükteki akrabalık adları çeşitli ölçütler doğrultusunda
sınıflandırılmıştır. Sözlükte akrabalık adları kapsamında
sevgi ifadeleri, argo kullanımlar, ses değişimine uğramış
biçimler, çeşitli yakıştırmalar, saygı bildiren kalıp
ifadeler, cinsiyeti belirten sözcükler, modern kullanımlar
ve akrabalığa dönüşmeyen ifadeler hariç tutulduğunda,
eş anlamlıları ile birlikte 150 kadar akrabalık adının yer
aldığı tespit edilmiştir. Söz konusu akrabalık adlarının
özelliklerinden hareketle oluşturulan tasnif göz önünde
bulundurulduğunda bir akrabalık adının; (örneğin teyze)
akrabalık derecesinden, medeni durumuna; cinsiyetinden
kökenine kadar taşıdığı özellikler üzerinde fikir edinmek
mümkündür.
Günümüzde akrabalık kavramına yüklenen anlam
biyolojik bir yapıdan çok psikolojik bir yapı kazanmıştır.
Gençlerin kan kardeşliği (kanka) dedikleri dostları
ile her türlü sırlarını paylaştıkları görülür.
internet
yazışmalarına bakıldığında gençler, ağırlıklı olarak,
akrabadan dost olabileceğine pek ihtimal vermediklerini,
daha çok yakın ilişki kurdukları arkadaş ve akranlarını
dost sayabileceklerini belirtmektedirler. Bunun yanında
özellikle büyük şehirlerde akrabalık bağlarının giderek
zayıfladığı görülmektedir. Ziyaretler, sosyal dayanışma,
yardımlaşma bakımından akrabalık kurumu yaşatılmalıdır.
Sosyal dayanışma en çok akrabalar arasında görülür. Bir
toplumda akrabalık bağları ne kadar sağlam olursa o