1 Қазақстан республикасы білім және ғылым министрлігі



Pdf көрінісі
бет45/230
Дата23.04.2022
өлшемі14,62 Mb.
#140608
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   230
Байланысты:
Құрышжанов оқулары 2019

55
References: 
1.Комиссаров В.Н., Теория перевода. –М.: Высшая 
школа, 1990. –253 с.
2.Kelimbetov N. I don’t want to lose hope. Translated 
by Shynar Kelimbetova, London: Lowndes Group Ltd, 
2013.-19 .p.
3 . h t t p : / / w w w. r u s n a u k a . c o m / 1 8 _ E N _ 2 0 0 9 /
Philologia/48556.doc.htm
4.Жұмабекова А.Қ., Аударма теориясы. –Алматы, 
2010. –54 б.
5.Келімбетов Н., Үміт үзгім келмейді. – Алматы.: Ра-
ритет, 2011. –13 б.
6.Miram G.E., Daineko V.V. Taranukha L.A., Grichenko 
M.V., Gon A.M. Basic translation. – Kyiv:Nika-Center, 
2002. -58-64 p.
AtAsÖZÜ NeDİR Ve ROmANLARDA KULLANiLAN AtAsÖZLeRİ
Fatih ÖNeR
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi
Çağdaş Türk Lehçeleri Ve Edebiyatları bölümü 
Danışmanı: Prof. Dr. Abdirasilova.Gulmira Kalıbaikyzy
Kazak Ulusal Kızlar Pedagoji Üniversitesi
Түйіндеме.
Мақалада түрік көркем шығармалар тілінде қолданылған мақал-мәтелдер ерекшеліктері сөз 
болады. Тілдік қолданыстағы кейіпкерлердің әдеби бейнесін ашуда, образ жасауда, автордың ойын танытуда, 
өзіндік көзқарасын білдіруде әр түрлі тәсілмен және түрлі жағдайларға байланысты орайластырылып берілуі 
нақты мысалдармен арқылы талданады. Халықтың ұлттық болмысы, дүниетанымы, өмір сүру салты, әдет-
ғұрпының айқын көрінісі тілде қалыптасқан мақал-мәтелдер қорында сайшықталып сақталады, баға жетпес 
рухани құндылық ретінде ұрпақтан-ұрпаққа беріліп отырады. Көркем шығармаларда өзгеше бір сипатпен 
қолданылатын тілдік бірліктер – мақал-мәтелдер. Олар шығарманы ажарландырып қана қоймайды, жазушы 
шеберлігінің арқасында жансызға жан бітіреді. Аз сөзбен терең ой айтуға қызмет етеді. Ол жазушының баяндау 
құралында да, кейіпкерлерінің тілінде де жиі ұшырасады. 
Roman Nedir?
Olmuş ya da olabilir nitelikteki olayları ve konuları 
ele alan edebi türlere Roman denir. Diğer türlerden ayrılan 
en önemli özelliği, uzunluğudur. Romanlarda, toplumsal 
olaylar ve ilişkiler gerçeklere uygun bir tarzda ele alınır. 
Romanlarda, toplumsal olaylar ve ilişkileri gerçeklere 
uygun bir tarzda ele alınır. "Roman" kelimesi, Roma 
İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan halk kitlelerinin 
konuştuğu halk Latincesine verilen addır. Sonraları 
herkesin anlayabilmesi için bu dille yazılan destan ve 
hikayelere" roman" adı verilmiştir. Kelimenin aslı buradan 
gelir. (H.F.GÖZLER, Örnekleriyle Türkçe ve Edebiyat 
Bilgileri, s.303)
İyi bir roman ilgi çekici olmalı, herkesi ilgilendiren 
insancıl bir tema taşımalıdır. Romandaki olaylar
arasında dengeli bir sıralama ve bağ bulunmalıdır. Olaylar 
akla yakın olmalı, romanın konusundan doğmalıdır.
Romandaki varlıkların kişilikleri baştan sına dek konuya 
uygun nitelikte olmalı, birbiriyle çelişmemelidir.
Roman yazarı; romanda yarattığı kişilerini kendi 
kişiliği içinden görebilmelidir. Romandaki davranışlar 
ve konuşmaların, kişilerin karakterlerinden çıkmasını 
sağlamalıdır.
Okuyucu, roman iş olsun diye okumaz. Roman okurken 
avunmak, kendinden uzaklaşmak ister. Romandaki kişilerle 
ilgilenmeye başlar. Olaylar karşısındaki davranışlarının 
ne olacağını merak eder. Onların başarılarından mutluluk 
duyar. Onların sıkıntılarına üzülür. Kendisini onların yerine 
koyar. Onların davranışlarını eleştirir. Bu davranışlar 
içinde yapılmaması gerekeni, yapılmamış olanları bulur.
Romanı okuyup bitirince genel bit yargıda bulunur.
Türk edebiyatında önceki yüzyıllarda roman türüne 
benzer edebi eser mevcuttur. Bunlar:
1.Halk Hikayeleri(Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin gibi.)
2.Meddah Hikayeleri
3.Dini Hikayeler(Hz.Ali'nin Cenkleri gibi.)
4.Destani Hikayeler(Dede Korkut Hikayeleri, Battal 
Gazi Destanı gibi.)
Avrupai tarzda ilk roman, Tanzimat döneminde 
yazılmıştır. Namık Kemal'in "İntibah" ilk Türk Romanıdır.
Nabizade Nazım'ın "Karabibiki" ilk köy romanıdır. 
Yusuf Kamil Paşa'nın Fenelon'dan çevirdiği "Telemak" ilk 
çeviri romanıdır.
Romanlarda, şu ögeler üzerinde önemle durulmalıdır:
1.Konu
2.Kişiler(şahıslar,kahramanlar)
3.Çevre(mekan)
4.Zaman
5.Ana düşünce ve 
6.Anlatım tarzı(uslüp)
Romanlardaki olaylar, bir plana uygun olarak anlatılır. 
Bu plan şöyledir:
1.Giriş(Serim): Roman olayının başı, burada verilir.
2.Gelişme(Düğüm): Roman olayının gelişip, açıldığı 
bölümdür.
3.Sonuç(Çözüm): Romandaki olayın açıklığa kavuştuğu, 
düğümün çözüldüğü bölümdür.
Romanlar, işlenilen konularına göre şu çeşitlere ayrılır:
1.Tarihi romanlar


56
2.Macera romanları
a)Polis romanları (Macera ve heyecan duygularını 
artıran romanlar)
b)Egzotik romanlar (Yabancı ülkelerin toplumsal 
özelliklerini, geleneklerini anlatan romanlar).
3.Köy romanları
4.Sosyal içerikli romanlar
5.Psikolojik tahlil romanları
Türk Edebiyatında Roman
Türk edebiyatına roman Fransızca'dan yapılan 
çevirilerle girdi. Bu çevirilerden ilki Yusuf Kamil Paşa'nın 
Fenelon'dan yaptığı Tereceme-i Telemak'tır. Daha sonra 
adı bilinmeyen bir çevirici Victor Hugo'nun ünlü romanı 
Sefiler'i (Les Miserables) çevirdi.
1860-1880 yılları arasında başta Fransız yazarlar olmak 
üzere bir çok Batılı yazarın eseri Türkçe'ye çevrildi. İlk 
Türk romanı Şemsettin Sami'nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat 
adlı eseridir.
Sami'den sonra Ahmed Mithat romanlarıyla Türk 
romanının gelişmesine katkıda bulundu. Türk romanı asıl 
Tanzimat döneminde gelişti. Recaizade Mahmut Ekrem'in 
Araba Sevdası yeni teknikler kullanılan Batılı anlamda 
türüne en yakın il Türk romanıdır.
Servet-i Fünun edebiyatı döneminde ilk usta romanlar 
ve usta yazarlar kendilerini gösterdi."Sanat sanat içindir" 
tezini savunan bu yazarlar aşk ve acıma gibi konuları 
işledi. Halit Ziya Uşakgil bu dönemin en önemli romancısı 
sayılır.Aşk-ı Memnu(1925) adlı romanı günümüzde de en 
başarılı Türk romanlarından biridir
Atasözü nedir?
Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, 
tecrüblerini, bilgice düşünce ya da öğüt olarak ifade eden 
ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş
özlü sözlerdir.
Atasözleri, biçim yönünden diğer yazı türlerine göre 
farklı özellikler gösterir. Öykü, roman, şiir, deneme gibi 
yazı türleri pek çok cümlenin bir araya gelmesi ve anlam 
yönünden bütünleşmesiyle oluşur. Buna karşın atasözleri 
genellikle bir, en fazla iki cümleden oluşur. Bütün duygu 
ve düşünceler bu tek cümleye sığdırılır.
Bu cümleler kişiden kişiye değişmez. Halkın ortak 
malıdır ve halk tarafından aynıbiçimde söylenir.
Atasözleri belli bir toplumun ve/veya bütün insanlığın 
yaşam felsefesidir. İnsanlarda bulunan sevgi, kıskançlık, 
bencillik, dostluk, düşmanlık gibi duygular evrenseldir. 
Bu nedenle bu duyguları yansıtan atasözleri de evrensel 
olarak kabul edilmektedir. Dünyada pek çok ulusun 
kullandığı atasözleri karşılaştırıldığında, bu atasözlerinin 
pek çoğunun aynı ya da benzer olduğu görülmüştür. 
Atasözleri evrensel değerler yanında bir ulusa özgü 
kültürel değerleri de yansıtır. Örneğin"Gözden ırak olan, 
gönülden ırak olur","Dağ dağa kavuşmaz, insan insana 
kavuşur",
"Vakit nakittir" gibi atasözleri evrenseldir. Bunlara benzer 
atasözlerini bütün dillerde bulmak mümkündür."Osmanlı, 
tavşanı araba ile avlar","Türk'ün aklı aldadır"gibi 
atasözleri ise ulusaldır. Bunlara benzeyen atasözleri bir 
ulusun kültürünü yansıtır.
Romanlarda kullanılan atasözleri
1."Lafla peynir gemisi yürümez" (şöyle yapacağım, 
böyle edeceğim vb. Demekle yapılması gereken iş 
gerçekleşmez, işi yapmak gerekir) anlamına gelir.
2."Tencere 
yuvarlanmış 
kapağını 
bulmuş" 
(arkadaşlıkları, bir araya gelişleri yakışmış) anlamına gelir.
3."İki dirhem bir çekirdek" (çok özenli ve güzel 
giyinmiş, çok şık) anlamına gelir.
4."Saman altından su yürütmek" (gizli işler çevirmek) 
anlamına gelir.
5."Abdal düğününden, çocuk oyunda usanmaz" (bir 
kimse sevdiği işi döne döne ve uzun süre yapmaktan 
bıkmaz) anlamına gelir.
6."Abdalın dostluğu köy görünceye kadar" (çıkarı 
dolayısıyla size yakınlık gösteren kişi, işini yürütecek 
başka yollar bulunca sizinle ilgisini keser) anlamına gelir.
7."Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider" 
(çağrılmadığın yere gitme. Sen çörekçi ya da börekçi misin 
ki satış yapacakmıl gibi şu kapıya, bu kapıya çağrılmadan
gidesin?) anlamına gelir.
8."Çarık çarıkla, sarık sarıkla" (kişi kendi düzeyindeki 
kimselerle arkadaş olur) anlamına gelir.
9."Çatal kazık yere batmaz" (birden çok kimsenin söz 
sahibi olduğu iş yürümez) anlamına gelir.
10."Hacı hacıyı Mekke'de bulur" (aynı amaç için 
çabalayanlar birbirleriyle buluşabilirler) anlamına gelir. 


Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   230




©engime.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет